Gazze savaşı: İsrail Biden’ın koyduğu ‘kırmızı çizgiye’ yaklaşıyor
Refah'a saldırmaması için aylardır İsrail'i uyaran Biden, böyle bir operasyonun İsrail’e silah sevkiyatının durdurulmasıyla sonuçlanacağını belirtti.
WASHINGTON – Refah'ın işgalini iki ay önce “kırmızı çizgi” olarak niteleyen ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'in bu çizgiyi aşması hâlinde karşılaşacağı sonuçlar hakkında ilk kez açıklamalarda bulundu.
Çarşamba günü CNN'e konuşan Biden, Başbakan Benjamin Netanyahu'nun Gazze Şeridi'nin en güneyinde yer alan Refah’ın topyekûn işgalini emretmesi hâlinde İsrail'e saldırı silahları göndermeyi durduracağını belirtti.
Biden, “Eğer Refah'a girerlerse, Refah ile başa çıkmak için, kentlerle başa çıkmak için, yani bu sorunla başa çıkmak için geleneksel olarak kullanılan silahları tedarik etmeyeceğim. Bu, kesinlikle yanlış. Kullanılan silahları ve topçu mermilerini tedarik etmeyeceğiz” şeklinde konuştu. Ancak savunma silahları tedarikinin Refah işgal edilse bile devam edeceğini belirtti.
Hamas militanlarının 7 Ekim’de İsrail topraklarına sızarak yaklaşık 1200 kişiyi öldürdüğü, 250 civarında kişiyi tutsak ettiği eşi benzeri görülmemiş saldırısından bu yana ABD İsrail'e on binlerce silah gönderdi. Hamas yönetimindeki Gazze’nin Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail'in Gazze'ye yönelik karşı saldırısında bugüne dek çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 34 bin 500'den fazla insan hayatını kaybetti.
Biden’ın açıklamaları önemli bir değişime işaret ediyor. Zira Biden İsrail’in Gazze'deki askeri faaliyetlerine yönelik eleştirilerini giderek arttırmış olsa da bugüne dek silah transferi konusu ile baskı yapmaktan kaçınmıştı.
Senatör Bernie Sanders'ın eski danışmanlarından olan Uluslararası Siyaset Merkezi isimli düşünce kuruluşunun başkan yardımcısı Matt Duss, Biden'ın açıklamalarını olumlu karşılarken bunun gecikmiş bir adım olduğunu belirtti.
Duss’ın değerlendirmesi şöyle: “Başkan'ın, ABD-İsrail ilişkilerinin işleyişiyle ilgili yerleşik tutumdan ayrıldığını görüyorum ve bence bunun takdir edilmesi lazım. Endişe şu ki -- ve yönetimdeki bazı isimlerin bunu paylaştığını biliyorum -- İsrailliler Refah'a yavaş yavaş girecek ve kırmızı çizgiyi aşan büyük hamleler yapmayacaklar. Bir anda Refah'ın içinde olacak ve Başkan'a ‘Hodri meydan’ diyecekler.”
‘Sınırlı’ Refah operasyonu
İsrail tankları bu hafta Refah'ın dış kesimlerine girdi. İsrail Savunma Kuvvetleri’ne (IDF) göre Netanyahu'nun uzun zamandır tehdit ettiği büyük saldırı değil, sınırlı bir operasyon gerçekleştirilecek. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby perşembe günü yaptığı açıklamada İsrail’in “hassas” ve “kısa süreli” bir operasyon yapacağı bilgisini ilettiğini ve ABD'nin durumu izleyeceğini söyledi.
Mısır sınırında yoğun nüfuslu bir kent olan Refah’ta 1,4 milyondan fazla Filistinli bulunuyor. Bunların büyük bir bölümü, yedi aydır süren savaşta en az bir kez yerinden edilen insanlar. Birleşmiş Milletler ve yardım kuruluşları, İsrail'in Refah'ı işgal etmesi hâlinde bu insanların gidebileceği güvenli bir yer kalmayacağı konusunda uyarıyor. İsrail ordusunun pazartesi günü bazı mahalleler için tahliye emirleri vermesinin ardından 80 binden fazla insan bulundukları yerlerden kaçmak zorunda kaldı.
İsrail ordusunun Refah’ta bu hafta düzenlediği saldırılarda onlarca sivil hayatını kaybetti. Ancak Biden kırmızı çizgisini “nüfus merkezlerine” saldırı şeklinde tanımlayarak Refah'taki Hamas savaşçılarını ortadan kaldırmaya dönük daha sınırlı bir operasyona karşı çıkmayacağı izlenimini verdi.
Biden şu ifadeleri kullandı: “Nüfus merkezlerine girmediler. Yapılanlar tam sınırdaydı ve bu hâlihazırda Mısır’la ilgili sorunlara neden oluyor.”
Daha önce ABD Dışişleri Bakanlığı’nda Orta Doğu analisti olarak çalışan ve şimdi Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nda kıdemli araştırmacı olan Aaron David Miller’a göre geçmişteki tecrübeler ABD'nin İsrail’le ilgili kırmızı çizgilerinin pembeye dönebildiğini gösteriyor.
Miller, “Şu ana dek yönetimin operasyonu en azından tanım olarak ‘sınırlı’ diye nitelediği görülüyor ve bunun isabetli bir tanım olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Bu hafta yaşanan bir başka ilk, Biden yönetiminin, İsrail'in sivilleri korumak için inandırıcı bir planı olmadan Refah'a gireceği kaygısıyla 3 bin 500 havadan karaya mühimmatın sevkiyatını durdurduğunu açıklamasıydı.
Bu durdurma tek seferlik olmayabilir. Biden yönetiminin onaylanan başka sevkiyatları da gözden geçirdiği bildiriliyor. Bunların arasında, güdümsüz bombaları hassas güdümlü silahlara dönüştüren Müşterek Doğrudan Taarruz Mühimmatı güdüm kitleri de bulunuyor.
900 kiloluk Amerikan bombalarının Filistinli sivilleri öldürmek için kullanılıp kullanılmadığı sorusuna Biden, “Bu bombalar ve nüfus merkezlerini hedef alan başka yöntemler sonucunda Gazze'de siviller öldürülmüştür” yanıtını verdi.
Bu itiraf, İsrail'in ABD’den aldığı silahlarla uluslararası insani hukuku ihlal edip etmediği konusunda Dışişleri Bakanlığı'nın Kongre'ye ilk kez rapor sunmaya hazırlandığı bir ortamda geldi. Biden'ın Gazze politikasını eleştirenler, İsrail’in temize çıkarılacağını düşünüyor ancak Biden’ın ABD tarafından tedarik edilen bombalarla sivillerin öldürüldüğünü alenen kabul etmesinin raporda dikkate alacağını umuyorlar.
Ekimde protesto amacıyla istifa eden eski Dışişleri Bakanlığı görevlisi Josh Paul şöyle konuştu: “Refah’ta yaşananlar başta olmak şu an olup biten her şeyin üstüne bir de ‘uluslararası insani hukuk ihlali yok’ diye rapor vermeleri, bu yönetimin İsrail'in eylemlerini değerlendirme konusundaki inandırıcılığına bir darbe daha vuracaktır.”
Rapor kapsamında Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Dış Yardım Yasası'nın ilgili bölümüne riayet edip etmediğine ilişkin de resmi bir değerlendirme yapmak zorunda. Söz konusu bölümde “ABD'nin insani yardımlarının taşınması veya ulaştırılmasını doğrudan veya dolaylı olarak engelleyen ya da başka şekilde kısıtlayan” ülkelere ABD’nin silah sağlayamayacağı belirtiliyor.
İnsani yardım örgütlerine göre İsrail’in Gazze'ye yardım ulaştırılmasına getirdiği kısıtlamalar 1961 tarihli yasayı açıkça aykırı.
İsrail ABD'nin baskısıyla Gazze'nin kuzeyindeki Erez Sınır Kapısı’nın açılması, İsrail'in güneyindeki Aşdod limanının geçici olarak kullanılması ve mevcut yardım giriş noktalarının operasyonel kapasitesinin arttırılması dâhil olmak üzere yardım girişini kolaylaştıracak adımlar atma sözü vermişti.
İsrail nisan başında World Central Kitchen isimli yardım kuruluşunun konvoyunu vurarak aralarında bir ABD vatandaşının da olduğu yedi kişiyi öldürmüştü. Yardım kuruluşlarından oluşan bir grup salı günü yaptığı açıklamada bir ayın ardından yardım erişiminde anlamlı bir iyileşme olmadığını söyledi.
Norveç Mülteci Konseyi, Oxfam, Save the Children gibi örgütlerden oluşan grubun açıklamasında, “İnsani yardım aktörleri, İsrail'in taahhüt vermesinin ardından erişimde bir iyileşme görmedikleri gibi İsrail'in Refah'a saldırısı ilerledikçe zorlukların daha da artmasını bekliyorlar” ifadesi yer aldı.
Örgütler, İsrail makamlarının kuzeye yardım girişini kısıtlamaya devam ettiğini ve nisan ayında insani yardım kafilelerinin neredeyse yarısının giriş yapamadığını belirttiler. Yardım kuruluşları, İsrail kontrolündeki Kerem Şalom Sınır Kapısı’nda görünürde hiçbir neden yokken geri çevrilen kamyonlar olduğunu da bildirdiler.
Netanyahu, Hamas ile ateşkes anlaşmasına varılsın veya varılmasın Refah'a girileceğini söylemişti. Refah hâlihazırda uluslararası toplumun yardım faaliyetlerinin merkezi. Birleşmiş Milletler Gazze’nin kuzeyinde “tam anlamıyla açlık” yaşandığını söylerken Refah’a yönelik topyekûn bir saldırının Gazze'de zaten yetersiz olan yardım faaliyetlerini çökertmesinden korkuluyor.
Dört İsrailli askerin ölümüyle sonuçlanan bir Hamas saldırısının ardından İsrail Kerem Şalom'u üç günlüğüne kapatmıştı. Kapı çarşamba günü yeniden açılsa da Kirby gazetecilere yaptığı açıklamada yardım akışının henüz başlamadığını söyledi.
Mısır’la olan Refah Sınır Kapısı, İsrail ordusunun salı günü Gazze tarafında kontrolü ele geçirmesinden bu yana kapalı. Dünya Sağlık Örgütü çarşamba günü yaptığı açıklamada kapının kapanması nedeniyle Gazze'nin güneyinde kendisine bağlı sağlık tesislerinin yakıtının üç gün içinde tükeneceğini belirtti.
ABD Dışişleri Bakanlığı İsrail'e yardım erişimini kolaylaştıracak yeni adımlar atması için defalarca çağrıda bulundu. Sözcü Matthew Miller çarşamba günkü açıklamasında insani yardımlarda “oldukça dramatik bir düşüş” yaşandığını belirtti. Miller, “İnsani yardım düzeyi söz konusu olduğunda mevcut sonuçlar kabul edilemez. Bunu ifade etmenin başka yolu yok” diye konuştu.