Ana içeriğe atla
Analysis

Telegram CEO'sunun tutuklanması ve BAE'nin vatandaşlık politikası

Birleşik Arap Emirlikleri sonradan vatandaş yaptığı kişilere sahip çıktığı ve Telegram kurucusu Pavel Durov için mücadele edeceği mesajını veriyor.

MUNICH, GERMANY - JANUARY 24: Pavel Durov of Vkontakte speaks during the Digital Life Design conference (DLD) at HVB Forum on January 24, 2012 in Munich, Germany. ence and culture which connects business, creative and social leaders, opinion-formers and investors for crossover conversation and inspiration. (Photo by Nadine Rupp/Getty Images)
Pavel Durov, Almanya'nın Münih kentinde HVB Forumu kapsamında düzenlenen Dijital Yaşam Tasarımı konferansında VKontakte’yi temsilen konuşma yaparken, 24 Ocak 2012. — Nadine Rupp/Getty Images

DUBAİ — Mesajlaşma uygulaması Telegram’ın kurucusu Pavel Durov'un tutuklanmasıyla birlikte Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) yüksek profilli yatırımcılara vatandaşlık ve oturum izni verme uygulaması yeniden gündem oldu.

Fransız-BAE çifte vatandaşı olan Durov, siber suçlar işlediği iddiasıyla 24 Ağustos'ta Paris'te tutuklandı. Durov suçlamaları reddediyor. Kendisine ve 2013’te kurduğu mesajlaşma uygulaması Telegram’a yöneltilen suçlamalar arasında çocuk pornografisi, uyuşturucu kaçakçılığı ve dolandırıcılık gibi suçlar yer alıyor.

Durov'un tutuklanması üzerine vatandaşına sahip çıkan BAE, Durov’a “acilen” konsolosluk hizmetleri sağlanması çağrısında bulundu.

Olay, 2017'de BAE'ye yerleştikten sonra 2021'de vatandaşlık alan Durov gibi BAE vatandaşlarının durumunu gündeme taşıdı. Durov 2006 yılında Rusya'da VKontakte isimli sosyal ağ platformunu kurmuş ancak 2014’te hissesini satıp Rusya'yı terk etmişti.

Vatandaşlık yasaları

Durov, BAE'ye yerleşerek yüksek düzeyli şifreleme ve veri gizliliği ile övünen mesajlaşma platformu Telegram'ı kurdu.

BAE'nin liyakate dayalı uzun süreli ikamet ve vatandaşlık verme uygulamasından yararlanan Durov gibi pek çok isim var. 

BAE yasaları normalde çifte vatandaşlığa izin vermiyor. Ancak 2021’de yapılan değişiklikler ile üst düzeyde yatırım yapanlar ve özel yeteneklere sahip olanlar hususi şartlara tabi olarak BAE vatandaşlığı alabiliyor. Yasa, varlıklı kişilerin yanı sıra sanatçıların, tıp ve mühendislik alanlarında çalışanların BAE vatandaşı olmasını teşvik ediyor.

Washington merkezli Orta Doğu Politika Konseyi'nde misafir akademisyen olan Marco Mossad Al-Monitor'a yaptığı değerlendirmede BAE’nin tepkisini şöyle değerlendirdi: “BAE, nerede olurlarsa olsunlar vatandaşlarını korumaya kararlı olduğu mesajını dünyaya vermeye çalışıyor. Bu yaklaşım, yetenekli kişilerin iş yapmak için BAE'ye çekilmesine katkıda bulunuyor.”

Telegram'ın yükselişi

VKontakte'deki hissesini 3-4 milyar dolara sattığı tahmin edilen Durov, varlıklarını BAE'ye taşıdı ve burada Telegram imparatorluğunu geliştirdi.

Telegram BAE'de düşük bir profil izliyor. Şirket kuralları, çalışanların anonim kalmasını ve Linkedin gibi mesleki sosyal ağ sitelerinde yer almamasını gerektiriyor.

Al-Monitor, şirketin Dubai’de yaşayan iletişimden sorumlu başkan yardımcısı Mike Ravdonikas ile Durov'un tutuklanmasıyla ilgili görüşmek istedi ancak gönderdiği mesajlar cevapsız kaldı. Ravdonikas'ın uygulamadaki profilinde “Telegram için geldiyseniz yanlış yerdesiniz” ibaresi yer alıyordu.

Durov geçtiğimiz aylarda şirketini 900 milyon kullanıcıya ulaştırdı. Şirket hisselerinin halka arzını düşünen Durov, yatırımcıların Telegram’a “30 milyar doların üzerinde” değer biçtiğini söylemişti.

Durov teknoloji dünyasında tutuklanan en yüksek profilli girişimci ve bu, BAE ekonomisinde önemli bir yatırımcı olarak değerini daha da kritik hâle geliyor.

Cambridge Üniversitesi'nde araştırmacı olan Stephen Fallon, “Onun yardımına koşacaklar, ne gerekiyorsa yapacaklardır” diyor. 

İstihbarat paylaşımı

Durov'un tutuklanması, şirketin hükümetler ile veri paylaşımı konusunu da gündeme getiriyor. İfade özgürlüğünü savunan Durov, kullanıcı bilgileri ve istihbarat bilgilerini devletlerle, özellikle de Rusya ile paylaşmayı kararlılıkla reddetmiş ve bu yaklaşımı ülkesini terk etmesine neden olmuştu. 

Mossad’a göre “Telegram, büyük ölçüde sahip olduğu özellikler dolayısıyla pek çok ülkenin ulusal güvenliğini ilgilendiren kritik bilgilerin deposu hâline geldi.” 

Fransız makamların mercek altına aldığı özellikler arasında kullanıcıların 200 bin üyeyi bulan gruplar oluşturabilmesi, sınırlama olmaksızın bağlantı ve büyük dosyalar paylaşabilmesi ve Telegram’ın bunlara asgari denetim uygulaması yer alıyor.

Telegram’ın kendine mahsus bu özellikleri, İslam Devleti gibi terörist grupların, uyuşturucu ve insan kaçakçılarının uygulamayı yoğun olarak kullanmasına neden olmuştu. Uygulamada depolanan ve iletilen bilgiler, belli gruplar ve kullanıcılara dair istihbarat peşinde olan ülkeler için paha biçilmez nitelikte.

İnternet özgürlüğü

Freedom House'a göre BAE 2024’te küresel özgürlük sıralamasında 100 ülke arasında 18'inci, internet özgürlüğü sıralamasında ise 30'uncu sırada. Dolayısıyla Durov'un BAE'de yaşayıp ifade özgürlüğünü ve özgürlükçü interneti savunması bir anomali gibi görünüyor.

Moskova'nın veri paylaşma baskısına direnen Durov'un, daha sonra, yasal zorunluluk olduğunda hükümetlerin taleplerini yerine getireceğini söylediğine dikkat çeken Mossad, sözlerini şöyle sürdürdü: “Fransa'da bu, sosyal medya şirketlerini çok önemli bilgileri paylaşmaya mecbur tutan 2022 tarihli AB Dijital Hizmetler Yasası kapsamında olur. BAE’yle de ancak yasalar açıkça gerektiriyorsa istihbarat paylaşımına gidebilir ki bu da asgari gerekliliği karşılayacak kadar olur.”

Al-Monitor'a konuşan bir BAE hükümet yetkilisi, “BAE, vatandaşlarının esenliğini, menfaatlerini korumayı ve onlara yardım sağlamayı başlıca öncelik olarak görüyor. Bu olayla ilgili olarak Fransız makamlarıyla ve Pavel Durov'un temsilcileriyle temas hâlindeyiz” dedi.

Fallon ise şu değerlendirmede bulundu: “BAE, vatandaşlığa gerçekten değer veriyor ve kolay kolay vatandaşlık vermiyor. Dolayısıyla Durov olayındaki tepkileri de ‘Vatandaşlığa önem veriyoruz ve aramıza aldığımız insanları korumaya hazırız’ anlamına geliyor.”

Yüksek profilli isimler

Durov gibi BAE'de yaşayıp vatandaş olmaya teşvik edilen başka isimler de var. 

Abu Dabi'ye yerleşen ve BAE'ye özel güvenlik hizmetleri sunan eski Blackwater CEO'su Erik Prince’in hikâyesi Durov'unkine benziyor. Tartışmalı bir isim ve eski ABD Başkanı Donald Trump'ın güçlü destekçilerinden olan Prince, 2023’te bir Avusturya mahkemesi tarafından, modifiye edilmiş bir zirai ilaçlama uçağını askeri amaçlarla ihraç etmek ile suçlandı. Daha sonra tüm suçlamalardan beraat etti.

Prince'e yakın bir güvenlik kaynağı Al-Monitor'a şöyle konuştu: “Tüm bu insanlar sırf para getirdikleri için mi faydalı? BAE açısından düşündüğümde onu [Prince’i] bir arka kanal, hatta olası bir ‘vekil’ olarak niçin kullanmasınlar ki? Özellikle de Trump ve damadı Jared Kushner ile bağlantıları düşünüldüğünde…”

Stratejik menfaatler

Çarşamba günü itibariyle Fransa'da resmi soruşturmaya dönüşen Durov vakası, BAE'nin vatandaşlık veya oturum izni verdiği yüksek profilli yatırımcılar üzerinden ticari ve istihbari menfaatlerini korumaya yönelik stratejik çabalarına ışık tutuyor.

Mossad’a göre “BAE, nerede olurlarsa olsunlar vatandaşlarını korumaya kararlı olduğu mesajını dünyaya vermeye çalışıyor. BAE bu olayda kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ediyor.”

Related Topics